Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | kırış kırış | wrinkled s. | ||
Tom's shirt is wrinkled. Tom'un gömleği kırış kırış olmuş. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | kırış kırış | wrinkly s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | kırış kırış yapmak | shrivel f. |
Genel | kırış kırış olmak | cling [uk] f. |
Genel | yanık ve kırış kırış (yüz) | weather-beaten s. |
Genel | kırış kırış bir halde | wrinkledly zf. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | kırış kırış yapmak | shrivel up f. |
Öbek Fiiller | kırış kırış yapmak | wither away f. |
Öbek Fiiller | kırış kırış olmak | crease up f. |
Öbek Fiiller | kırış kırış olmak | purse up f. |